This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

31 Ocak 2016 Pazar

Hayat hakkında bilinmesi gerekenler nedir?

15 Maddede Hayat Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Hayat hakkında bilinmesi gerekenler belki de sonsuz. Ancak sizler için psikoloji ve kişisel gelişim bloglarından, ve de hayatı mutlu ve başarılı yaşayan kişiler’in bloglarından düzenlediğimiz bu 30 maddelik liste hem hayatınızı gözden geçirmenizi sağlayacak, hem de kendinize yeni hedefler belirlemenizi.

1. Bir gün öleceğinizi hatırlayın.


Amacımız daha listenin başından içinizi karartmak değil, ancak insan bir gün öleceği gerçeğini kendisine hatırlatabilirse, şu anda yaşadığı dakikalara daha değer vererek yaşıyor. Kendimize ölümü hatırlatmak sağlığımız için, sevdiğimiz insanlar için ve sahip olduklarımız için şükretmemizi sağlıyor. İnsanın kendine ölümü hatırlatmadığı bir hayat dünyevi hırslar, rutinler ve bir türlü tatmin etmeyen maddi mutluluklarla dolu oluyor.

2. Neredeyse her gün dışarı çıkın ve spor/egzersiz yapın.


Bazen İstanbul’un ortasında bile anlam veremediğimiz, yağmur, kar ve güneşte şortuyla koşan adam var ya, o kendisi için çok iyi bir şey yapıyor. Spor ve egzersiz, insanın metabolizmasını düzenliyor ve duygu regülasyonunu sağlıyor.

3. Ne hissettiğinizi ve düşündüğünüzü anlamak için, bir kağıda yazın.


Belki bazı hislerinizi ve düşüncelerinizi insanlarla paylaşmak ürkütücü geliyordur. O zaman elinize kağıdı ve kalemi alın ve yazmaya başlayın.

4. Birlikte hayatınızı geçirdiğiniz insanların ortalaması olacaksınız.


İnsanlar, çevresindekilerin bir yansımasıdırlar. Çevrenizi iyi seçin. Kendinizi ait olmadığınız bir yerde hissettiğinizde cesur olup o sosyal çevrenin dışına çıkın.

5. Çoğu insan kendisine ne istediğini hiç sormaz.


Siz ne istiyorsunuz? Aileniz, arkadaşlarınız, akrabalarınız, sosyal çevreniz değil. Sizin hayalinizde nasıl bir yaşam, nasıl bir kişilik var? Bunu kendinize sorduğunuz anda, istediklerinizi gerçekleştirmek için adım atmaya başlayacaksınız.

6. Hala çıkabiliyorken basamakları çıkın.


Belki bir gün bedeniniz bugünkü gibi hareket etmeye el vermeyecek. Öyleyse bugün hala merdivenleri çıkabiliyorken, çıkın.

7. Sizi az da olsa geren, zorlayan ortamlarda bulunun.


Kavga ve münakaşa yapılan yerlerden bahsetmiyoruz. Sınırlarınızı zorlayan ortamlarda bulunun, örneğin, bir topluluğun önünde konuşma yapmak gibi veya insiyatif almanız gereken bir ortamda bulunmak gibi.

8. Açık olun, konuşun.


İnsanın dillendirmediği, konuşması gereken kişiyle konuşmadığı herşey baş ağrılarının artması için bir sebeptir. Konuştukça çözülecek, çözüldükçe rahatlayacaksınız.

9. Burnu havada olmayın.


İnsanın ince zevklerinin olması çok güzel. Gurme yemekler, şarapta seçicilik, gitmeyi çok sevdiğiniz bir restaurant gibi… Ancak, bir kap sade çorbanın, bir ağaç gölgesinin ve sabah iştahla yediğiniz peynir ekmeğin değerini bilmedikten sonra bunların ne anlamı var?

10. Önceliklerinizin en belirgin göstergesi takviminizde neye ne kadar saat ayırdığınızdır.


“Önceliğim çocuklarım.” “Önceliğim eşim.” “Önceliğim işim.” diyebilirsiniz. Ancak hiçbir şey önceliklerinizi ajandanızda neye ne kadar saat ayırdığınız kadar iyi göstermez.

11. Çoğu insan ortalamaya uymaya çalışır.


Çünkü ortalama güvenlidir. Ortlamanın üstüne çıkmak için çoğu zaman başkalarının burun kıvıracağı, küçümseyeceği veya rağbet etmeyeceği işler yapmalı ve yılmamalısınız.

12. Gerçekten harika bir şey yapabilmek zor ve çok çalışmanız gerekir.


Eğer gerçekten güzel olacağına inandığınız bir hayaliniz varsa, çok çalışmayı, başkalarının düşünmeyi akıl edemediği şeyleri düşünmeyi ve cesur olmayı göze almalısınız.

13. Ümidinizi kırmayın.


Çok çalışmak, başarısız olmak, negatif tepkiler almak ümidinizi kırmasın. Eğer bunlar başınıza geliyorsa, çok farklı bir şeyler deniyorsunuz demektir.

14. Algı gerçektir.


Ve ötesi yoktur. Sizin algıladıklarınızla başkalarının algıladıkları çatışıyorsa, çözüm karşı karşıya gelmek değil, durup düşünmektir.

15. Zamanın değerini bilin.


Ne kadar iyi ve verimli bir hayat yaşarsanız yaşayın, zaman asla yetmeyecektir. Para tekrar kazanılır, evler tekrar yapılır, yeni bir kıyafet istediğiniz zaman alınır. Ancak zamanı asla geri alamazsınız.





Share:

30 Ocak 2016 Cumartesi

Sunay Akın Kimdir?

Asıl adı Şükrü Sunay Akın olan şair, gazeteci, yazar, tiyatro oyuncusu ve araştırmacı 12 Eylül 1962 yılında Trabzon’da dünyaya gelmiştir. Daha iyi bir eğitim alabilmesi için ailesi İstanbul’a taşınmış ve lise eğitimine Haydarpaşa Lisesi’nde tamamlamıştır. Üniversite eğitimini ise İstanbul Üniversitesi Fiziki Coğrafya Bölümü’nden mezun olmuştur.

Dokuz yaşında iken ilk şiirini yazmış olan Şair, o dönemde Meteoroloji Müdürlüğü’nde çalışan bir memurun kızının isminin baş harflerine uyarlayarak yazmıştır. Fakat bu şiir kızın eline geçmediğinden ilk şiiri kaybolmuştur.

1984 yılında ilk şiirini yayınlamıştır. 1989 yılında ise Makiler adıyla ilk şiir kitabını yayınlamıştır. Aynı yıl içerisinde arkadaşları ile birlikte Yeni Yaprak dergisini çıkarmıştır. 1990 yılında da Olmaz Dergisi’ni çıkarmıştır. 1987 yılında Noktalı Virgül isimli dosyası ile Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü kazanmıştır.

Kısa ve anlık ilhamlar ile yazılan şiirleri Orhan Veli gibi şairlerin izlerini taşımaktadır. Şiir dilinde özellikle ince yergilere ait öğeleri rahatlıkla kullanıp ilgi çekmiştir. Dil oyunları ile alaycı bir tavır sergileyen Şair Sunay Akın, çocuklara ve hüzne karşı olan ilgisini yansıtmıştır.

Sunay Akın, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ders vermiştir. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde ders vererek aynı zamanda kendi de ders almıştır. Ders almaya başladığı sürede tek kişilik oyunlar ile sahne hayatına başlamıştır. Tek kişilik oyunları ile yurt içi ve yurt dışında herkes tarafından ilgi görmüştür. Sunay Bey Tarihi isimli tek kişilik gösterisi halen gösterimdedir.
2005 yılında Dünya’ nın çeşitli bölgelerinden topladığı oyuncaklar ile Türkiye’nin ilk oyuncak müzesini açmıştır. 2010 yılında Avrupa Yılın Müzesi Ödülü adayı olan oyuncak müzesi İstanbul Göztepe’de yer almaktadır.

TRT 2 ve CNN Türk kanallarında televizyon programcılığı yapan Yazar, sanat programlarının sunuculuğunu da yapmıştır. ATV ekranlarında Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile birlikte Yaşamdan Dakikalar isimli programı hala sunmaktadır. Cumartesi günleri ise SkyTurk360 kanalında Hayat Deyince programını sunmaktadır.
Şiirleri, yazıları ve kitapları ile yazar hayatına devam ederek aynı zamanda televizyon ekranlarında sevilen yüzlerinden biridir.
Share:

Saça Zarar Veren, Saçı Yıpratan Etmenler Nelerdir?

1-Saçlar en fazla zararı kalitesiz boyalardan görür. Sık sık saç boyatmak saçları yorar ve yıpratır. İki boya arasında mümkün olduğu kadar uzun zaman bırakın. Kalitesiz boyaların saçlarınıza daha fazla zarar vereceğini unutmayın.

2-Güneş ışınları da saçlarınıza büyük zarar verir. Özellikle boyalı saçlar güneşten çabuk etkilenir. Teninizi güneşten koruduğunuz gibi saçlarınızı da koruyun. Saçınıza koruyucu krem sürüp, başınıza geniş kenarlı şapka takın.

3-Saçlarını toplamak için lastik kullanmayın. Lastik, saç tellerini kırarak saça zarar verir. Pamuklu ya da eşarp kullanın.

4-Denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra saçlarını mutlaka tatlı suyla yıkayıp, durulayın. Şayet şampuanla yıkayacaksanız bundan sonra yıkayın.

5-Saçlarınızı rüzgardan, sigara dumanından ve tozdan koruyun. Sigara içen hanımların saçları daha çabuk ve daha çok dökülür.

6-Saçlarınızı sık sık beyaz sabunla yıkamayın. Beyaz sabunlarda kimyasal maddeler çoktur. Şampuan kullanın ancak, şampuan mümkün mertebe boyasız, parfümsüz ve alkolsüz olsun. Doğal ürünlerle üretilen şampuanları tercih edin.

7-Sıcak su en az sıcak hava kadar saçlarınıza ve saç diplerine zarar verir. Saçlarınızı ılık suyla yıkayın ve kuruturken ılık hava verin. Saçlarınızı yıkarken diplerine masaj yapın.

8-Saçlarınızı yumuşak, pamuklu havlu ile kurutabilirsiniz, ancak bunu saçlarınızı ve saç diplerini örselemeden yapmanız gerekir. Hızla ve bastırarak saçlarınızı kurutmaya çalışmak saçlarınızı ve saç diplerini yıpratır.

9-Hiçbir zaman ıslak saçla yatmayın ve ıslak saçlarınıza şekil vermeye çalışmayın.

10-Haftada iki kez saçınızı yıkadıktan sonra bir bardak tatlı suya bir bardağın dörtte biri kadar ağız gargarası katıp, bununla saç diplerinizi ovalayın ve saçlarınızı durulamayın.
Share:

Diş macunundaki florür zarar verir mi?

Günümüzde ağız ve diş sağlığı alanında en çok tartışılan konulardan biri de dişler için kullanılan florun faydalı mı yoksa zararlı mı olduğudur. Zaman zaman konuyu iyi bilmeyen veya yüzeysel olarak takip eden bazı yazarlar florun ne kadar zararlı olduğu hakkında sayfalarca yazı yazmış, hatta florun bir zehir olduğunu ifade edecek kadar da ileri gitmişlerdir.

Flor doğada kayalarda, toprakta, sularda ve havada hiçbir zaman serbest bulunmayıp iyonlar ve bileşikler halinde bulunur. Flor kıkırdaklarımız, kemiklerimiz, diş ve tırnaklarımızın yapısında bulunan, eksikliğinde veya fazlalığında bu dokuların yapısını bozan bir elementtir. Flor daha çok volkanik yapıların etrafında, artezyen sularında, endüstriyel gazlarda ve kömür dumanlarında bol miktarda bulunur. Ülkemizde özellikle Isparta ilinde sularda fazla miktarda flor bulunması nedeni ile Florosis denilen (flor fazlalığı) hastalık sıkça görülürdü. Bu hastalığın tipik görüntüsünde dişlerin minesi oluşmaz ve genellikle dişlerde yaygın çürükler görülür, bunun yanında tırnaklarda şekil bozuklukları ve kemiklerde kolay kırılmalara da sık rastlanır.

Evet aslında flor bir zehirdir. Elbette günde 300 mg sodyum florürü 60 kg ağırlığında bir birey yerse toksit etki yani zehirlenmeye sebep verir. Şunu asla unutmamalıyız ki her şeyin kararında yenilip içilmesi vücudumuz için faydalıdır. Buradan sakın flor yenmesini tavsiye ettiğimi düşünmeyin zaten flor veya diş macunu yiyen bir bireye şimdiye kadar rastlamadım. Yalnızca çocuklarda kaza sonucu yendiği vakalar rapor edilmiştir. Bir diş macununun, ki floru artırılmış olan 100 gr.lık bir tüpte en fazla 0.2 gr flor bulunur, basit bir hesapla 150.000 tüp macun yerseniz flor sizi zehirler.

Flor, 1940 yıllarından beri diş hekimliğinde kullanılmaktadır. En büyük projelerden biri İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde suların Horlanması ile diş çürüklerinin önüne geçilmesidir. Bu proje sayesinde İskandinav ülkelerinde diş çürüğü oranı dünya ortalamasının altındadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar sayesinde florun sistemik (sulara katılması) olarak değil de topikal olarak yani dişlere sürülmesinin daha faydalı olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Bunun temel nedeni az da olsa bireylerin farklı ortamlarda farklı miktarda floru çevresel faktörlerden (yiyecekler, su ve hava gibi) almasıdır. Özelikle çocuklar için veya yaşı ilerlemiş bireyler için de geçerli olan bu uygulama çürüğe karşı hassasiyeti yüksek olanlar, dişlerinde aşırı aşınmaları, hassasiyeti olanlarda, baş boyun kanserleri nedeni ile ışın tedavisi görenlerde ve ağız kuruluğu olanlarda uygundur.

Flor jelinin diş hekimi tarafından uygulanması oldukça basittir. Plastikten yapılmış, bireyin ağızına uygun bir kaşığa, flor jeli yüklenir ve hastanın ağızına uygulanır ve bu uygulamadan sonra 30 dakika bir şey yenmez ve içilmez. İrrite edici veya ağrının olmadığı bu basit uygulama diş çürüklerinden korunmak isteyen herkese tavsiye edilmektedir.
Share:

İş Stresi İle Başa Çıkmanın Yolları

Çalışma hayatında stres bir ölçüye kadar normal sayılsa da fazlası fiziksel ve duygusal yönden kişiyi olumsuz etkiliyor, iş performansını da düşüren aşırı stresin en önemli nedenleri arasında fazla mesai, aşırı iş yükü, kovulma korkusu ve beklentileri karşılayamama hissi ilk sıralarda yer alıyor.

Vaktinizin çoğunu geçirdiğiniz iş yeriniz stresin kaynağı haline gelmeye başladıysa sizi stresten uzaklaştıracak önerilerimize göz atın.

İş stresi ile başa çıkmanın yolları
• Düzenli bir program oluşturun. Sorumluluklarınızı ve günlük yapılacak işlerinizi not edin.
• Önceliklerinizi belirleyin, işlerinizi önem sırasına göre düzenleyin.
• Zamanlamayı iyi ayarlayın. Bitirilmesi gereken işleri bir sonraki güne bırakmayın.
• Öfkenizi kontrol etmeyi bilin. Gereksiz gerginliklerden uzak durun.
• Küçük molalar vererek zihninizi ve bedeninizi dinlendirin. Öğle yemeklerini masa başında değil dışarıda temiz hava eşliğinde yiyin.
• Görev paylaşımında bulunun. Her işi tek başına yapmaya çalışmanız daha çok strese girmenize neden olacaktır.
• Negatif düşünceleri kafanızdan atın.
Enerji ve motivasyonunuzu düşürücü davranışlardan uzak durun.
• Mizah stresi azaltmada en etkili yollardan biridir. Bunalmaya başladığınız anlarda iş arkadaşlarınızla komik bir hikaye paylaşın ve rahatlamaya çalışın.
• Uykunuzu iyi alın. Aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmaya özen gösterin.
• Sosyal hayatınızı canlı tutun, iş dışı yapacağınız aktivitelerle farklı uğraşlar edinin.
• Düzenli egzersiz stresi azaltmanın en iyi yollarından biridir. Hem bedensel hem de zihinsel rahatlamayı sağlar. Haftada en az 3 gününüzü egzersize ayırmaya özen gösterin.
Share:

29 Ocak 2016 Cuma

Domuz gribi nedir, domuz gribi nasıl bir hastalıktır?

Tüm dünyada binlerce kişinin ölümüne neden olarak korku salan domuz gribi daha doğrusu H1N1 A ile ilgili merak edilenler…

Domuz gribi nedir, domuz gribi nasıl bir hastalıktır?
Domuz gribi diye bilinen hastalık influanza virüs ailesinden İnfluanza A virüsüdür. Her yıl Sonbahar-Kış aylarında salgın yapan virüs ise bizim bildiğimiz influanza B virüsüdür. Ancak yeni virüs ortaya çıktığında, insanlarda da yeteri kadar antikor yoksa pandemi denilen ağır salgınlara neden olur. Yaklaşık seksen yüz yılda bir kıtalar arası salgın yapar ve tıp dünyasında buna pandemi denir. Çok sayıda insanın ölmesine neden olan İspanyol gribi gibi. Virüs şu an aynı rutin pandemisini yapıyor.

Domuz gribi hastalığına yakalanma riski daha fazla olanlar kimler?
65 yaş üzeri olanlar, kronik hastalığı olanlar, özellikle kronik akciğer rahatsızlıkları olanlar mutlaka aşılanmalı.
Kanser hastaları, şeker hastaları, böbrek yetmezliği olanlara da aşı yapılmalı. Aşılanması gereken bir grup da toplu yaşam yerlerinde yaşayanlar. Okullara, askeri kışlalara, huzur evlerine, sağlık çalışanları ile birlikte mutlaka aşılama yapılmalı.

Güçlü bünyesi olan insanlar yakalandığında sadece grip semptomları gösterir. Daha önce kuş gribinde de olduğu gibi bu tür grip salgınlarında şikayetler aynıdır. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, kırgınlık, halsizlik gibi şikayetler domuz gribinin belirtileri arasında olabilir. Normal genç popülasyon, yani hiçbir hastalığı olmayan insanlar bir hafta on gün yatak döşek yatarlar ve hastalığı atlatırlar. Ama iş kronik hastalığı olanlara gelince, çocuklara gelince çok geç ve güç atlatabilirler.

Domuz gribi bulaşıcı mıdır?
Evet domuz gribi bulaşıcıdır. Domuz gribi solunum yoluyla bulaşıyor. Bu enfeksiyona sahip bir insan öksürdüğünde, hapşırdığında bu insanla birkaç saat aynı havayı solumak bile virüsü kapmak için yetiyor.

Domuz gribi hastalığının tedavisi nasıl yapılıyor?
İnfluanzaya etkili bir tane tablet var. Soğuk algınlığına yol açan onlarca virüs var. Tamiflu denilen ilaç sadece İnfluanza A ve B’ye etkili.  Domuz gribi tedavisinin profesyonel ellerce yürütülmesi lazım. Tamifluyu sadece uzman doktorlar yazabiliyor. Bir ilaç daha var o da Rclcnza. Rota disk denilen ciğerlere çekilen bir preparatı var. İlacın güzel tarafı şu; yakın çevrenizde influanza salgını varsa ve siz grip belirtiler ortaya çıkmadan iki gün öncesinden ilacı, preparatı ile ciğerlerinize çekerseniz koruyuculuk sağlarsanız. Esas önemli ilaç ise Tamiflu denilen ilaç ve şu an domuz gribi için dünya üzerinde tek.

Domuz gribinden korunmak için neler yapmalıyız?
Domuz gribinden korunmak için en önemli şey temasın olmaması. Bu tarz influanza salgınlarında en tehlikeli dönemler Sonbahar ve Kış dönemleridir. Sonbaharda mikrobun bulaştırıcılığı yayılımı artar. Havalar ısındıkça salgın kendiliğinden sona erer. Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat dönemi biraz sancılı geçer. Dikkatli olmak lazım. Bütün soğuk algınlıkları influanzaya bağlı olmayabilir, bazı bakteriler de bunu taklit edebilir. Özellikle çocuklarda soğuk algınlığına yol açan bir sürü virüs var. Bu yüzden özellikle anne babaların çok dikkatli olması lazım. Domuz gribi denilen şey zaten, bir grip virüsü çeşidi. Bu nedenle telaşlanmaya ve panik yapmaya hiç gerek yok. Domuz gribinden korunmak için özellikle el yıkama alışkanlığı çok önemli yet tutmakta.
Share:

4.5 G nedir ne kadar hıza ulaşabilir ?


Türkiye'nin yeni internet hızı 4.5G olacak peki 4.5G'nin faydaları neler ? Ne zaman geçilecek ?

4.5 G'nin adı genel olarak dördüncü nesil kablosuz iletişim ağı olarak bilinir. Ülkemizde bu sürümün bir üst seviyesi olan (LTE Advanced) kullanılacak. Bu LTE Advanced 4.5G olarak isimlendirilmiştir. 4G'nin internet hızı 100 Mbps iken, 4.5 G'nin internet hızı 300 Mbps'a kadar ulaşabliyor. 3G'nin hızı ise 20-25 Mbps olarak belirlenmiştir. Arada gerçekten büyük farklar var diyebiliriz.

Eğer cep telefonu hattınız 4.5G'yi desteklemiyorsa size en yakın operatör bayiisine gidip hattınızı yeniletebilirsiniz. 1 nisandan itibarende 4.5G hizmetini kullanabileceksiniz. Bu hizmet sayesinde hiç bir şekilde donmadan filmlerinizi izleyebilirsiniz. Tabii bu uygulama ile internet paketinizin daha yüksek bir seviyeye getirilmesi gerektiğin düşünmekteyiz.
Share:

Dünyanın ilk 5G'li telefonu kaç kilogram?

5G'li telefonlara ilk geçiş sağlandı. Bu 5G'li telefonun ağırlığını duyunca ben gerçekten çok şaşırdım. Bu telefon tam 150 kilo, adama sormazlarmı insan bu telefonu neresine koyacak. Telefonu üreten firma Ericsson, tabi işin şakası bir yana bu telefon sadece bir prototip. Stockholm'de 5G çalışmaları hızla sürdüğünü söyleyebiliriz.

Bundan bir kaç yıl sonra telefon tam oldu dedikleri anda küçültülmeye başlayacaktır. 150 kiloyu nasıl küçültecekler çok merak ediyorum açıkcası.
Share:

En hızlı tarayıcı hangisi

Tarayıcılar arasında yapılan karşılaştırmalar sonucu en hızlı tarayıcı hangisi olduğu araştırıldı.

Altı haftada bir Chrome ve Firefox'a yeni güncellemeler geliyor. Bu güncellemelerden sonra hız testleri yapıldı bu testlerde kazanan Chrome oldu. Sonuca pek şaşırdığımı söyleyemem bekliyordum yani böyle bir durumu. Araştırmaya ayrıca Internet Explore'da katıldı. Sonuçlarını görünce gülmedim değil.

Asıl rekabet Chrome ile Firefox arasında gerçekleşti. Bu rekabette iki taradında windows 32 bit ve 64 bit seçenekleri için uygun olduğunu biliyoruz. Güvenlik açısından karşılaştırılınca Chrome, yine Firefox'u geçti. Chrome modern bir eklenti arayüzüne sahipken Firefox bu konunda biraz daha geride bulunuyor diyebiliriz. Yani sonuca gelirsek Chrome, Firefox'dan daha iyi bir tarayıcı.a
Share:

İsrail de neden kanser yok?


100 yıl önce en nadir hastalıklardan biri sayılan kanser hastalığı, son 20 yılda müthiş bir hızla, kadınlarda %50, erkeklerde %100 gibi bir artış gösterdi. Bir arkadaşımın söylediği gibi; artık kim kanser oldu değil, kim kanser olmadı diye soracağız! Bu artışların sebepleri Dr. Hamer’ın dediği gibi; Siyonistlerin çeşitli yöntemler ile sağlığımıza uyguladıkları saldırılarıdır. Dr. Hamer Avrupa’da sayısız kanser vakasını iyileştiren “Yeni Germanik Tıp” (Germanische Neue Medizin) yöntemini icat eden kişidir.

Sayısız karalama kampayanları sonucu Doktorası ve çalışma izni elinden alınmıştır. İsrail’de ise kanser hastalıkları nedense son derece nadir görülmektedir. Ulusal kanser kayıt merkezinden Dr. Micha Barchana’nın açıklamasına göre; İstatistikler İsrail’deki kanser vakalarının ve kanserden ölenlerin sayısının dikkat çekici bir biçimde giderek azaldığını gösteriyor. İsrail’de 2003 yılında 160 kişi kanser öldü, 2004 yılında ise 152 kişi kanser öldü. Ülkenin nüfusu toplamda 7,4 milyondur, bunlardan 1,5 milyonu Arap kökenli ve 0,3 milyonu yahudi olmayan nüfusu barındırıyor.




Böylelikle nüfusun 5,6 milyonu İsrailli yani yahudi kökenlidir. 2003 ve 2004 yılının kanser vakalarının azalmasına göre hesaplayacak olursak İsrail’de: 2009 yılında 118 kişi kanserden öldü 2013 yılında 96 kişi kanserden öldü 2020 yılında ise sadece 78 kişi kanserden ölecek Bu hesaba göre İsrail’de 366 günde 152 kanser ölümlerinin sayısı 1 günde 0,4 oranındadır, yani oldukça düşük.

Bu ölüm oranlarının çoğunun Arap kökenli İsrailli ve Yahudi olmaması dikkat çeken unsurlardan biri. Bu durum yahudi kökenli İsraillilerin ölüm oranın çok daha az olduğunu gösteriyor. (Kaynak: Gesundheit Berlin Brandenburg) Peki diğer ülkelere nazaran İsrail’de kanser vakalarının bu kadar az olmasının sebebi nedir? Sigara alışkanlığı mı? Hayır, İsrail’de her 4. kişi sigara tüketmektedir, Almanya’da ise her 3. kişi sigara tükettiğine göre bu sebebiyet olarak gösterilemez. İsrail’de kanser vakalarına kemo ya da ışın terapisinin uygulanmadığına dair güçlü iddialar var.

Ülkede kanser hastalığının ölüm oranının düşük olması, bu iddiaları güçlendiriyor. Peki İsrail’de kanser nasıl tedavi edilir? – Cevabı çok basit, yıllardır alternatif tıbbın ve meslek ahlakı olan doktorların savunduğu fakat ciddiye alınmayan yöntemler ile tedavi ediliyor.
Bunlardan bir kaçı:
bitkisel kürler ve kolloidial gümüş suyu ile vücudun zehirlerden tamamen arındırılması (detoksifikasyon) – sağlıklı beslenme (hayvansal gıdalar olmaksızın bazik besinler diyeti) – bioenerji tedavisi ile vücudun titreşim ve elektromanyetik akımı dengelenerek ruh ve beden sağlığının onarılması Bizler ise önce kendimizi ilaç lobisinin mezbasına teslim edip, kemo / ışın terapileri gibi yıllardır tartışılan ve bugüne kadar kanser hastalığına olan faydası ispatlanamayan, kaş alırken göz oyan, dehşet tedavi yöntemleri ile bedenimiz çürümek üzereyken kısacası çaresiz kaldıktan sonra bu tür yöntemlere başvuruyoruz. 
Geç kaldıktan sonra da alternatif tıpta ki bedene zarar vermeyen, zehirlemeyen ve bedeni onaran gerçek tedavi yöntemleri “işe yaramadı” olarak kayıtlara geçiyor. Bu durum ilaç lobisinin işine geliyor, ve üzerine bilinçli eklenen çeşitli karalama kampanyaları ile kanseri iyileştiren birçok etkili yöntem arka plana itiliyor. İsrail’in tedavi konsepti bizlerde neden uygulanmıyor?

Bu sorunun cevabı geleneksel tıbbın, ilaç lobisinin ve dünya politikasının şiddetli bir inatla kemoterapi + radyo + ışın terapi + cerrahi uygulamalar + morfin gibi başarısızlığı apaçık ortada olan yöntemleri, dünyadaki yahudi olmayan nüfusa zorla dayatmasıdır. Sebepler yeterince açık, ilaç lobisinin geleneksel fakat etkisiz tedavi yöntemleri tüm zamanların en devasa ticaret kaynağıdır, özellikle kanser hastalığı. Zararsız, etkili ve bütüncül onarıcı tedavilere karşı olan ilgisizliğin ana sebebi bu devasa ticaretdir.



Çünkü kalıcı ve ilaç lobisine bağımlı hastalıklar olmazsa, bu devasa ticaret yok olur! Teknoloji ve tıbbın neredeyse ışık hızıyla ilerleyip paralel olarak gökten düşer gibi her yıl 20.000’den fazla yeni ve tedavisi bulunamayan hastalıkların çıkması, bizleri artık düşündürmeye ve gözlerimizi açmaya teşvik etmelidir.

Kanser hastalığının, geleneksel tedavi yöntemlerdeki başarı istatistikleri ilk bakışta iç açıcı bir izlenim yaratıyor. Çeşitli tanımlar ve kriterler kullanılarak belirlenen bu istatikselleri, yakından analiz edip mercek altına aldığımızda bakın nelerle karşılaşıyoruz: Çeşitli terimler yeniden tanımlanarak aldatıcı bilgilerle, insanların bazı tanımları “iyileşme” yada “başarılı tedavi edildi” olarak algılamasına yol açıyor. İlk olarak “iyileşme“ yada “ kansersiz“ tanımı istatistiklerde şu şekilde yazılarak yeniden tanımlanıyor: “ Kanser teşhisinden sonra 5 yıl yaşadı “. Fakat bu durumda hasta 5 yıl içerisinde yine de kanser olabilir.

Hastalara kanser tedavisinin sözde başarısını sunan bu tür istatistiklerde, hastanın kaç yıl yaşadığından ziyade, tedavinin gerçek başarısını tespit etmek için “kaç yıl kansersiz“ kaldığını bilmesi son derece önemli bir unsur değil midir? Gelelim daha da kritik bir noktaya! Hasta bahis edilen 5 yıldan sonra tekrar kanser olursa, hatta ölürse, istatistiklere yine de: “tamamen tedavi edildi ve tamamen iyileşti “ olarak kayıtlara geçiyor! Son derece zeki kelime oyunları ile bu tedavilerin sözde başarı oranı bu şekilde insanlara aktarılıyor.

Başlangıç noktasında olan kanser hastalıkları, hayati tehlikesi olmayan kanser hastalıkları, dolayısı ile tedavisi zaten kolay olan kanser hastalıkları, bu istatistiklere ilk olarak kayıt edilen vakalardır. İleri seviyede kanser olup erken ölen vakalar hiç bir şekilde istatistiklerde kayıda geçmiyor. 1997 de alınan yeni bir kararla, kemo terapiden kaynaklanan ölümlerin, istatistiklere organ / kalp yetmezliği sonucu oluşan ölüm olarak kayıtlara geçiyor. Bu sinsi manipülasyon kemo, ışın, radyo terapi gibi geleneksel ve zararlı yöntemlerle kanser vakalarının başarısız tedavi edilmesi sonucu oluşan ölüm sayısını kamufle etmek amaçlıdır!
Share:

İnovasyon nedir?


Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir. Bu değiştirme ve yenileme işlemi “inovasyon” olarak adlandırılır.
İnovasyon, yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirmek ve bunu ticari gelir elde edecek hale getirmek için yürütülen tüm süreçleri kapsar. Yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirme, yeni düşüncelerden doğar. İnovasyon sürekliliği olan bir faaliyettir. Bu nedenle, ortaya atılan, geliştirilerek işler hale getirilen ve sonuçta firmaya rekabet gücü kazandıracak şekilde pazarlanan bu fikirlerin ve sonuçlarının tekrar tekrar değerlendirilmesi ve yeni getiriler için yaygınlaştırılarak kulanılması gerekir. Bu sayede doğacak yeni fikirlerse yeni inovasyon faaliyetlerini doğurur.
İnovasyon, ya radikal fikirler sonucu daha önce denenmemiş ve geliştirilmiş ürün veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkarıldığı büyük atılımlarla oluşur (radikal inovasyon), ya da adım adım yapılan, bir dizi geliştirme ve iyileştirme faaliyetini içeren çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkar (artımsal inovasyon).
Araştırma-geliştirme (Ar-Ge), inovasyon için gereken en önemli faaliyetlerden biridir. Ancak girişimsel inovasyon yoksa, diğer bir deyişle Ar-Ge’yi yapanların girişimcilik niteliği yoksa, değer yaratılamaz; Ar-Ge sonuçları inovasyona dönüştürülemez. Dolayısıyla, teknoloji-tabanlı firmalar dışında kalan tüm firmalarda yürütülen inovasyon çalışmaları sadece “teknolojik inovasyon”u değil, “organizasyonel inovasyon” ve “pazarlama inovasyonu”nu da kapsar. Kaldı ki, teknoloji tabanlı firmalarda her ne kadar ağırlık teknolojik inovasyona veriliyorsa da, organizasyonel ve pazarlama inovasyona yeterli kaynak ayrılmadan başarılı olunması beklenemez.
Teknolojik İnovasyon: Teknolojik inovasyon, teknolojik ürün ve süreç inovasyonunu kapsar. Burada ürün, hem fiziksel bir ürünü hem de hizmeti ifade etmektedir. Teknolojik olarak yeni bir ürünün veya sürecin geliştirilmesinin yanısıra, mevcut ürün ve süreçlerde önemli teknolojik değişikliklerin yapılması da bu kapsamda değerlendirilir. Ürünün pazara sunulması ve sürecin üretimde kullanılması ile inovasyon gerçekleştirilmiş olur. Teknolojik ürün inovasyonu,tüketiciye yeni veya iyileştirilmiş hizmetler sunmak amacıyla performans özellikleri artırılmış bir ürünün geliştirmesini/ticarileştirilmesini ifade eder. Teknolojik süreç inovasyonunda ise, yeni veya önemli ölçüde gelişmiş bir üretim ya da dağıtım yönteminin uygulanması söz konusudur.
Organizasyonel inovasyon:  Yeni çalışma ve iş yapış yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesini ifade eder.
Pazarlama inovasyonu: Yeni tasarımların ve pazarlama yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesidir.
İnovasyon icat değildir. İcatların sonuçlarından yararlanabilir ancak asıl önemli olan ekonomik getirisi olan, henüz yapılmamış, bilinmeyen birşeyleri yapmaktır. Bu nedenle de fikirler ve kavramlar önem kazanır. Elektrikli süpürge J. Murray Spengler tarafından icat edilmiş olsa da ticarileştirilmesini ve satışını W. H. Hoover adlı bir deri imalatçısı gerçekleştirdi. Bunun için de Spengler adı değil, Hoover adı dünya çapında bilindi ve yayıldı.
İnovasyonun büyüklüğü yaratacağı etkinin büyük olacağı anlamına gelmez. Mevcut ürünlerde, hizmetlerde ve süreçlerde tamamlanmayı bekleyen küçük parçalar, büyük inovasyonları doğurur. Sony’ye milyarlarca dolar kazandıran küçültülmüş kulaklıklı kasetçalar (Walkman) gibi. İnovasyon için fırsatları ararken bir firmanın “Şu anda mümkün olanı daha çok değer elde eder hale nasıl getirebiliriz?”, “Ne tür bir adım atarsak ekonomik sonuçlarımızda olumlu yönde değişir?”, “Tüm kaynaklarımızın kapasitesini ne tür bir değişiklik artırır?” sorularına yanıt araması gerekir. Başarılı bir inovasyon, farklı düşünmek ve farkı yapmakla gerçekleşir. Einstein’ın dediği gibi “Bugün yarattığımız dünyanın problemleri, bu problemleri yaratırken düşündüğümüz şekilde düşünürsek çözülemezler.”
Ayakta kalmak ve rekabet etmek için alıcıların ürünlerimizi tercih etmelerini sağlamalıyız.Tercih edilmek için ürünlerimize eklediğimiz özellikler inovasyondur. İnovasyon, bir şirketin daha yüksek kâr marjı kazanmasına neden olsa da bunun ne kadar süreceğini tahmin etmek imkansızdır. Günümüzde gelişen teknolojinin, değişen müşteri isteklerinin, bilgiye ve teknolojiye kolaylıkla erişen rakiplerin inovasyonu taklit etme becerilerinin hızlarını düşünürseniz, tek bir inovasyonla elde edilen rekabet avantajının ne kadar kısa sürebileceğini tahmin edebilirsiniz. Bu nedenle, sürekli olarak inovasyon yapmak gerekir.

Share:

28 Ocak 2016 Perşembe

Iphone 7'de ki gelişmeler! Çift kamera ile mi gelecek?


iPhone 7 Plus çift kamerayla mı gelecek? sorusunun yanıtını haberimizden görebilirsiniz. Apple'ın yeni serisi 7 Plus'ın arka kamerasına ek olarak bir tane daha eklenebileceği konuşuluyor. Peki İphone 7 Plus çift kamera mı olacak? Son yıllarda dünya çapında önemli kullanıcı rakamlarına ulaşan Apple şirketinin yeni modeli iPhone 7 ile ilgili en son gelişmeleri yenisafak.com'dan takip edebilirsiniz. İşte detaylı bilgiler.


iPhone 7 Plus çift kamera mı olacak? Apple'ın yeni modeli iPhone 7 Plus'ın arka kamerasının çift olacağı ve optik zum ile gelebileceği konuşulmaya başlandı. Bunun nedeni ise yabancı kaynaklardan gelen son sızıntılar oldu. Peki iPhone 7 Plus'ın kamera özellikleri nasıl olacak? Sizler için hazırladığımız bu haberden iPhone 7 ile ilgili en son gelişmeleri görebilir ve gelen sızıntılar ile ilgili açıklamaları görebilirsiniz. İşte Apple iPhone 7 Plus hakkındaki son iddialar. Apple'ın yeni iPhone'unda çift kamera düzeneğine yer vereceğine yönelik söylentilerden zaten haberdarız haberdar olmasına ama hangi iPhone modelinde böyle bir değişikliğe geçileği konusu henüz muallak... ...idi? Apple'a yönelik oldukça isabetli sızıntıları ile tanıdığımız sektörün önde gelen analizcilerinden Ming-Chi Kuo'nun bugün yatırımcılarına gönderdiği yeni araştırma notu söz konusu değişikliğin iPhone 7 Plus ile birlikte hayata geçirileceğine işaret ediyor ki bu şüphesiz önemli bir gelişme.


Apple geçtiğimiz sene İsrail menşeli LinX firmasını satın almıştı hatırlarsak. LinX'i Apple'ın radarına sokan özelliği ise firmanın geliştirdiği kamera teknolojisi idi. Şöyle ki özel bir algoritmayla tasarladıkları yazılım üzerinden çoklu lens konfigürasyonu içerisine konuşlandırılan görece küçük sensörlerden DSLR kalitesinde görüntüler elde etmeyi başaran firmanın bu teknolojisi özellikle günümüzün en önemli sıkıntısı olan düşük ışık senaryolarındaki başarısızlığı büyük ölçüde gidermişti.

İşte Kuo'ya göre Apple iPhone 7 Plus ile birlikte bu teknolojiye geçişi planlıyor. Sensörleri Sony'nin imzasını taşıyacağı belirtilen iki adet 12MP çözünürlüğünde kamera ile tasarlanması planlanan modelde yer verilecek lenslerden birisi diğerinden daha geniş bir aralığa sahip olacakken yine lenslerden birisinde OIS modülünün yer alacağı da Kuo'nun iddiaları arasında. Dahası OIS'in yer verileceği lensin yanındaki lenste ise 2 ya da 3 kademeli optik yakınlaştırma özelliği olacak imiş.
Share:

iOS 9’ Nasıl Kurulur?

Apple, birçok gelişmiş özellik ve yenilik barındıran iOS için yeni bir güncelleme daha yayınladı. Sürekli olarak müşteri memnuniyetini sağlamak adına güncellemeler yayımlayan Aple’nin bu son güncellemesi, kullanıcıların iOS 9’u indirerek kullanabilmesi için iPad tabletinin ya da iPhone telefonunun yeni sürüm işletim sistemini kaldıracak kabiliyette olması gerekiyor. Apple cihazlardan iOS 9’u destekleyen modeller internet üzerinden bulunarak cihazın yeni İte iOS 9 işletim sistemini destekleyip desteklemediği kontrol edilebilir.

Eğer destekleyen bir telefon ya da tablet gibi bir cihaz kullanılıyorsa sahipseniz iOS 9 rahatlıkla kullanılabilir. Fakat bu cihazlarda kullanıcıların birçoğu iOS 9 ile ilgili yükleme hatası alabilmektedirler. Bu konuda kullanıcılara yardımcı olmak adına bu yazı hazırlanmıştır.

iOS 9 yüklenmesinden önce iOS cihazındaki verilerin yedeklenmesi önemli bir başlangıçtır. Bu yedekleme işi iTunes aracılığıyla ya da iCloud kullanarak yapılabilir. Yedekleme işlemi bittikten sonra iOS 9 indirme ve yükleme işlemine geçilebilir.

iOS 9’’u İndirmek ve Telefonunuza Yüklemek İçin Bu Adımları Takip Edin

– iTunes programının en güncel versiyonu indirilerek bilgisayara yüklenir: (iTunes müzik, uygulama, video ve oyun indirerek, düzenlemeye oynatmaya yarayan bir programdır)
– Cihazla uyumlu iOS 9 kurulum dosyası indirilir. (iOS cihazdaki “iPhone’umu Bul” özelliği kapatılır. Bunun için cihaz ayarları bölümüne gidilerek ayarların alt tarafındaki iCloud başlığının altında bulunan iPhone’umu Bul seçeneği bulunacaktır.
– iOS telefon ya da tablet bilgisayara bağlanır ve iTunes programı çalıştırılır.
– iTunes açıldığında Ayarlar kısmının alt tarafında bulunan soldaki menüden “Özet” bölümü seçilir:
– Klavyede bulunan Shift tuşuna (Mac bilgisayarlardaki Alt tuşu) basılı tutulu halde telefonu sıfırla veya fabrika ayarlarına döndür gibi bir ifade taşıyan tuş tıklatılır.
– iTunes adlı program bu noktadan sonra 2. adımda anlatılan iOS 9 kurulum dosyası içeren IPSW formatlı dosyayı kullanıcıdan ister. Apple’nin kendini geliştirmek ve kullanıcılarını memnun etmek adına yayınladığı iOS 9 güncellemesi, iOS 9’u kaldıracak kapasitedeki uyumlu cihazlara bu şekilde yüklenerek kullanılabilir.
Share:

Programsız PDF Birleştirme İşlemi Nasıl Gerçekleştirilir?

PDF dokümanı birçok alanda kullanılan temel doküman formatıdır. Birden çok PDF dokümanını PDF formatında birleştirmek için PDF birleştirme yazılımı olmadan programsız PDF birleştirme işlemi nasıl yapılır konusunda bilgi verelim.

Program kullanmadan PDF birleştirme işlemi yapmak için “PDFMerge!” adındaki web servisi kullanılır. PDFMerge! Bilgisayar kullanıcıları için programsız PDF birleştirme olanağı sağlayan ve internet tarayıcısı yardımıyla ücretsiz bir şekilde kullanılabilen bir PDF birleştirme servisi adıdır.
Bazen kullanılan birden fazla farklı dosyanın birleştirilmesi gerekebiliyor. CV’lere ek iş bilgileri eklemek, ödev ve raporlara ek yapmak gerektiğinde PDF dokümanlarına eklemeler yapmak gerekebilmektedir. Burada PDFMerge! Adı verilen servis bu ek yapmak gereken durumlarda internet tarayıcısı yardımıyla PDF dosyaları birleştirme noktasında kullanıcılara güzel bir hizmet veriyor. PDF birleştirmede gereken bir yazılım temin etmek ya da onu ücretsiz kullanmak her zaman mümkün olmuyor.

PDFMerge! Servisi sayesinde gayet kolay bir yolla PDF dosyaları birleştirilebilir. Uygulama sayfasında yapılacak olan şey önce birleştirilmek istenen PDF dosyalarını seçmek ve sonra Merge! butonuna tıklayarak PDF birleştirmeyi tamamlamak.
Share:

Android Dosya İndirme Probleminin Çözümü

Günlük hayatımızda Android işletim sistemini kullanan akıllı telefon ve tabletler hemen hemen her işimizi kolayca yapmamıza imkân tanıyor. Bazı zamanlarda Android cihazımız aracılığıyla internette geziniyor, bazı zaman haritayı inceleyerek yolumuzu buluyor, kimi zaman da oyunlar oynayarak keyifli vakitler geçiriyoruz. Yapılan bu eylemlerin dışında Android dosya indirme ile cihazımızda PDF dokümanlarını incelemek, gelen e-posta eklerine bakmak, müzik dinlemek ya da video seyretmek gibi uğraşlar yapabiliyoruz. Sayılan tüm işlemleri yapabilmek için ise internet üzerinden dosya indirmemiz gerekiyor. Fakat her teknolojik cihazda yaşanan sıkıntılar Android cihazımızda da farklı problemlerle karşımıza çıkabiliyor.

Android dosya indirme problemi çözümü için ilk önce Android cihazınızın ayarlar kısmına giriyorsunuz. Ayarlar menüsünde bulunan “Uygulamalar” bölümünün üzerine hafifçe dokunuyorsunuz:

Uygulamalar menüsü aktif olunca parmağınızı ekranda sola doğru kaydırarak ve üstte bulunan “Tümü” sekmesine gireceksiniz.

Tümü” yazan kısmın altındaki telefonunuzda yüklü olan tüm uygulamalar liste halinde görünecektir. Daha sonra “İndirme Yöneticisi”nden sonraki pencerede “Önbelleği temizle” sekmesine de dokunup en son telefonu açıp kapatıyoruz.
Share:

Android’’de Ekran Görüntüsünü Videoya Almanın Yolu

Android’de ekran görüntüsü videoya alma işlemi bir uygulama yardımıyla kolayca yapılabilmektedir. Rec adı verilen uygulama ile bu işlem şu şekilde yapılmaktadır:

Uygulama cihaza yüklenir ve “Uygulama Ana Ekran ve Ayar Penceresi” görülür.
– Burada ““Size”” kısmıyla videonun çözünürlüğü, “”Bit rate”” ile saniyedeki kare sayısı, “”Duration”” ile videonun süresi, ““Audio”” ile videoya ses kaydetme ve “”Filename”” kısmı ile de videonun adını ayarlamak mümkündür. Bu kısımda istenen ayarlar yapıldıktan sonra “Record” tuşuna basılarak işleme devam edilir.
– Video kaydının hazırlanması için geri sayım işlemi başlar ve yaklaşık 10 saniye kadar sonra, videoya kaydedilmek istenen bölüme geçilir.
– Üstteki menüde yer alan video kamera işareti kayıt işinin sürdüğü anlamına gelir. Belirlenen sürenin sonunda ““Record Finished”” ikazı görülür. Üstteki menü aşağı indirildiğinde, kaydedilen video kayıt işleminin bittiği görülür ve üstüne tıklandığında seyredilebilir.

Telefonda bir mesele ile ilgili bir şey anlatılmak istendiğinde Android’’de Ekran Görüntüsü Videoya Nasıl Alınır konusu bu iş için kullanıcıların tam da işine yarayacak bir bilgi olarak işleri kolaylaştırmaktadır.
Share:

EX Ağı Nedir, Ne İşe Yarar, Nerelerde Kullanılır?

Her gün yaşamımızı sayısız kolaylığa ve konfora erdiren araçlar, kötü niyetli ellerde ve emin olunmayan kişilerin yönetiminde birer ölüm makinesine dönüşebilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde polisten kaçan araçların oluşturduğu yürekleri ağza getiren kaçışlar o kadar sıklaşmıştır ki bunlara çeşitli şekillerde tanık olmayan yahut bunları izlemeyenimiz kalmamıştır. Savaş alanları ve toplu yaşam yerlerindeki güvenlik sorunları gelişen teknoloji ve öngörülemeyen güvenlik problemleri nedeniyle her gün biraz daha karmaşık ve asimetrik hale gelmektedir. Bu tehditlerin başında da kontrol edilemeyen araçlar ve araçlarla yapılan diğer saldırılar gelir. Normal şartlarda polisten kaçan bir aracı durdurmak için çoğu zaman yüzlerce güvenlik personeli ekibi seferber olmakta ve bu operasyonlar yapılırken çoğu zaman büyük maddi zarar ve can kayıpları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndaki Japon kamikaze geleneğinin bir tür devamı misali ortaya çıkan bombalı araçlar, modern savaş sahalarında orduların ve sivillerin baş düşmanı olmuş bunların önlenilmesi neredeyse imkansız olmuştur. İşte 21. yüzyılda ortaya çıkan bu duruma çözüm olarak İngiliz savunma teknolojileri ve inovasyon firması Qinetiq X-Net adlı araç durdurma teknolojisini geliştirmiştir.

X-Net – Ex ağı adlı bu teknolojide karbon ve çelik malzemeden üretilen bir ağ, çelik çiviler taşıyan bir aparatla kombine edilerek yola serilmekte bu ağın üzerinden geçmeye çalışan aracı ön lastikleri , ağdaki çivilere saplanıp ağa dolanarak araç 50—100 metrelik bir mesafe içinde adeta geri ve ileri manevra yapamayarak kilitlenir hale gelmektedir.Aracın lastiklerine dolanan ağ adeta bir kelepçe gibi aracın hareketsiz kalmasını sağlar.

Toplam kurulum ekipmanlarıyla sadece 22 kg ağırlığında Ex ağının 3t versiyonu 1 ile, üç tona kadar araçları durdurmak için kullanılırken daha büyük araçları durdurmak için 10t versiyonu kullanılmaktadır. 10 t versiyonu 10 tona kadar araçları durdurma gücüne sahiptir. Ex ağının en büyük avantajı ölümcül olmayan yöntemler ve en az hasarla araçların durdurulmasına imkan sunmasıdır.Bu sistemde aracın ne motoruna ne de dış aksamlarına hiçbir şekilde zarar verilmemektedir.Bunlardan daha önemlisi de araç durdurulurken araç içindekilerin hiçbir şekilde zarar görmemesidir.

Bu sistemin esinlendiği teknoloji olan ‘’kapan yahut stinger’’ durudurma yöntemlerinde aracın lastiklerinin patlatılarak durdurlması sağlanır fakat bu yöntemlerle araç istenilen mesafede durudurulamadığı gibi öngörülemeyen bir sürü risk doğmakta büyük can ve mal kayıpları yaşanmaktadır.Ayrıca Ex ağı özellikleri itibariyle son derece kısa sürede kurulabilir, rahatlıkla taşınabilir ve oldukça kısa bir mesafe içinde aracın durudurulmasına imkan sağlar.

İngiliz teknoloji ve savunma sanayi şirketi QinetiQ tarafından üretilen Ex ağı şu an İngiltere’de yerel polis teşkilatlarında ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından özellikle Irak , Afganistan gibi ülkelerde intihar bombacıları karşı kullanılmaktadır.

Ex ağı üzerinde çalışan şirket mühendisleri ağı elekro uzaktan kontrol sistemlerine entegre ederek güvenlik ekipleri tarafından uzaktan da kontrol edilebilir olmasını sağlamışlardır.

ABD ordusu kendi askeri birimlerine yönelik araç bombalı saldırıları durdurmak için Irak ve Afganistan’da kullanmak üzere 2,000 kadar Ex ağı satın almıştır.Ex ağının yaklaşık maliyetinin 3000 euro olduğu belirtilmektedir.Ex ağına yönelik en önemli dezavantaj burada ortaya çıkmaktadır.Bu sistem 3000 euroluk maliyetine rağmen tek seferlik kullanılabilmektedir.
Share:

Türkiye'nin En Çok Yaşayan İnsanı Kimdir?

Zaro Ağa (1774/1777, Bitlis - 29 Haziran 1934, İstanbul), 157 ya da 160 yıl yaşamış, Türkiye'nin en uzun yaşayan insanı ve yabancı kaynaklara göre ise Dünya'nın en uzun yaşayan birkaç kişisinden biridir.

Zaro Ağa, on Osmanlı padişahı, bir cumhurbaşkanı görmüş, altı savaşa katılmış ve bâzı kaynaklara göre yedi kez, bâzı kaynaklara göre de 13 kez, başka bir kaynağa göre 29 kez evlenmiştir. Beşi kız, sekizi erkek 13 çocuğu ile 29 torunu olmuştur.

Hayatı
Zaro Ağa, bâzı kaynaklara göre 1774, bâzı kaynaklara göreyse 1777'de Bitlis, Mutki, Meydan Mahallesinde doğmuştur. 18. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul'a gitmiş ve Selimiye Kışlası, Ortaköy ve Tophane camilerinin inşaatında çalışmıştır. Elli yaşlarında uzun yıllar İstanbul Hamal Topluluğu'nun başında kalmıştır. Daha sonra operatör Emin Bey'in şehreminiği zamanında belediye serhademeliğine getirilmiş ve bu vaziyeti ölümüne kadar sürdürmüştür. Böylece son günlerini İstanbul'da geçirmiştir ve burada ölmüştür.

Ölümüne yakın ise kapıcılık yapmıştır.

Dünya basının odak noktası olmuş ve Dünya'nın en uzun yaşayan insanı olarak 1925'te İtalya'yı 1930'da alkol karşıtı bir derneğin daveti üzerine Yunanistan'dan hareket ederek Amerika'yı, 1931'de İngiltere'yi ziyaret etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ile iki kez karşılaşmış, kadınlara çok fazla hak verdiğinden yakınmıştır. 1925'te Cumhuriyet gazetesinde yer alan bir demecinde ise Ben ne Şeyh Said denen o mel’unu tanırım, ne de adamlarını bilirim. Allah belalarını versin! diyerek dönemin önemli sorunlarından Şeyh Said İsyanı'nı eleştirmiştir.

Ölümü
Zaro Ağa, 29 Haziran 1934 tarihinde Şişli Etfal Hastanesi'nde öldü. Yapılan otopside Zaro Ağa'nın oldukça uzun yaşamasına rağmen tüberküloz, kalp büyümesi, beyinde damar tıkanıklıkları ve üç böbreklilik gibi sağlık sorunlarına sahip olduğu belirlendi. Şişli Etfal Hastanesi başhekimi Rıfat Hamdi'nin açıklamasına göre Zaro Ağa, ölümünden önce 162 yaşında olduğunu söylemişti.

Kaynak: 
Share:

Categories

Ordered List

  1. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit.
  2. Aliquam tincidunt mauris eu risus.
  3. Vestibulum auctor dapibus neque.

Sample Text

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation test link ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat.

Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate another link velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur.

Definition List

Definition list
Consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.
Lorem ipsum dolor sit amet
Consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.